20090521

polis devleti mi, o da ne?

Konuya girmeden önce televidyon'a değinmek istiyorum. Çoğumuz sanal dünyada görüntü paylaşımını facebook'ta video yollamaca olarak henüz keşfettik. Fakat bu işi hakkıyla yapan, yaratan web televizyoncuları henüz yeteri kadar tanınmıyor Türkiye'de.

Televizyon olgusunu aptal kutusu olmaktan çıkarıp akıllı çocukların elinde oyuncak etmiş bi oluşum televidyon. Arkasında Serdar Kuzuloğlu ve tayfası var desem, iyi bir referans olur kanımca. 6 kanalda 19 farklı program sunuyorlar. Her damağa uygun lezzet mevcut: tekno,mizah, belgesel, ticaret, sinema, vs. Keyifli işler, çok kafa elemanlar. Girin seyredin işte televidyonu.

Ben bugün 14 sene önce çekilmiş Pusula programının bir bölümüne rastladım. Konu Türk polisi. Sokaktaki adamın son yıllarda maruz kaldığı tazyikli sulama, baharatla soslama muamelesi hepimizin malumu. Ergenekon'da yılmadan gece mesaisi yapan çalışkan polis tiplemesi malum, gözlerimiz yaşararak izliyoruz. Korkudan kafamızı kaldırıp yüzüne bakamadığımız, Türk polisinin anatomisini hepimiz merak ediyoruz kuşkusuz. 

İşte bu program daha 1995 yılında yukarda bahsedilen soru(n)lara kafayı takmış, yanıt aramış.

Ben biraz tüyo vereyim...

Akın Birdal'ın gözlerinde daha çok ışık saçlarında daha az ak varmış o yıllarda.

Mehmet Ağar blue jean giyip "police" gözlük takıyormuş. Bıyıkları da sarıymış valla. 

---spoiler---

Mehmet Ağar gelecekte hiçbir polis amiri halktan özür dilemeyecek diyor. Haksız mı?

---spoiler---

Hiç yorum yok: