20090520

3. dünya

Bugün İngiltere hayatımın ilginç deneyimlerinden birini yaşadım. Unutmamak için buraya not ediyorum. 

Burada yaşadığım evi 5 öğrenciyle paylaşıyorum. Bunlardan bir tanesi ile dün akşam yemeğinde sohbet ederken birbirimize yaşattığımız şaşkınlığı yıllar sonra da hatırlamak için yazmak istedim. 

Sohbet sırasında öğrendiğime göre bu arkadaş önümüzdeki yıl için ev almayı planlıyor. Babasının birikmiş bir miktar parası olduğunu, son küresel krizle iyice düşen faiz oranları nedeniyle paranın faiz getirisinin çok düştüğünü, bu nedenle ev almak istediklerini anlattı. 

Ben ilgiyle dinlerken bir yandan da "ya ya Türkiye'de de çok düştü faizler" dedim. Bunun üzerine haklı olarak arkadaş faiz oranlarını sordu; çok takip etmesem de "%10-12 civarına düştü herhalde" dedim. Bununla birlikte mavi gözlü İngiliz arkadaşa da hayatının şokunu yaşattım. Gözleri faltaşı gibi açılarak sordu "eskiden ne kadardı ki!!!" diye. Ben de çok derin olmayan finans bilgimle %18-19 falandı dedim. Bu şoku zorlukla atlatan arkadaş eh sizin ülkede hiç çalışmadan yaşayan çok insan vardır, faizle servet yaratılır falan dedi bu arada. Ben ne sandım dostum 3. dünya olmak böyle işte bakışı attım o arada kendisine. İşsizlik oranımızın %20lere tırmandığından hiç söz etmedim tabi ki. 

Bu tatlı sohbetin akabinde 2. şaşkınlık dalgası da benim suratımda patladı. Bu arkadaşın birkaç yıldan beri %4 civarında olan faizin son aylarda %0.5e düştüğünü söylemesiyle. Ben de o vakit anladım gelişmiş ülkede zengin vatandaş olmanın sıkıntısını. Faizle gelen o tatlı paralardan eser yokmuş buralarda. 

İkimiz de yaşadığımız şokun etkisiyle bir kere daha anladık ki farklı dünyaların insanıydık. Para mevzuunu çok fazla konuşmamaya karar vererek tatlı tatlı yemeğimizi yedik. Ben bilemedim hangisi iyi: %20 faize %20 işsizlik mi yoksa %0.5 faize %5 işsizlik oranı mı? O da son yıllarda çok hızlı artıyor diye dertleniyor buralarda ademoğlu. 

   

Hiç yorum yok: